31 Mart 2009 Salı

ZAMAN MERDİVENİ


Yine akşam oldu. bir gün daha hayatımızdan hızla akıp gidiverdi. Ne zamanı tutabiliyoruz, ne de yılları.

Zaman merdiveninden anlamadan hızla çıkarken büyüdükçe seviniyoruz. Her geçen gün bizlerden birşeyler alıyor zaman farkında olamıyoruz. Biz büyüdük diye seviniyoruz. Saat tik tak, tik tak yapıyor. Koca günün sonunda yalnız başına kaldığın an insana hatırlatıyor gerçeği. ben akıyorum, ellerinden kayıyorum. Sen farkında değilsin diyor.

Aslında acı bir gerçekle, yalnız kaldığımız her gece tik tak, tik tak sesiyle bizi uyarıyor. Varlığını bir türlü hatırlatıyor.

Yine gece oldu. karanlık yüzünü gösterdi. Yavaş yavaş yerini zifiri karanlığa bırakacak. Kuşlar yaşadıkları yerlere doğru uçuyorlar. Kargalar caklayarak, farklı farklı seslerle haberleşiyorlar.

Zaman öyle güçlü ki, ona karşı koymak imkansız gibi birşey.

Bedenimize ne kadar iyi baksakta, yaşımız ilerledikçe, zamanın yıllarla getirdikleri vücudumuzun ve ruhumuzun bir yerlerinde fire veriyor.

Her ne kadar kremler, botokslar, estetik ameliyatlar yaptırsakta zaman güçlü, sadece kendimizi rahatlatıyoruz.

Bir yandan da düşünüyorum. aslında iyi yapıyoruz. Zamana ve hayata yenilmediğimizi bir şekilde gösteriyoruz. Bizimde güçlü ve bu yarışta sonuna kadar olduğumuzu onlara bir türlü hatırlatıyoruz.

Zaman akarken insanın kendini bir şeylerle oyalaması gerekiyor. Zamana karşı yaptığımız her davranışımız bizim için aslında bir altın değerinde. Yaşarken zamana bende varım, yaşıyorum demek, insanın cesaretini, hayata karşı dirayetli duruşunu arttırıyor.

Böylece zaman tüm insanlık üzerinde etkili olamıyor. Herkesin onun tuzağına düşmeyeceğini, kolay av olmayacağını zamanda böylece anlamış oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder